Fay Yasası Kanun Teklifi
Doğal afetler arasında en yıkıcı niteliklere sahip olanlardan biri olan deprem, dünyanın dört bir yanında sık sık yaşanmakta. Küçük yerleşkelerden büyük kentlere kadar her türlü insan yapılaşmasını tehdit eden bu afet, her yıl ciddi can ve mal kayıplarına neden olabiliyor. Önlenemez olmasının yanı sıra ne zaman yaşanacağı da bilinemeyen depremler bu belirsizlik sebebiyle sürekli bir tehlike oluşturuyor. Öte yandan sağlam inşa ve bilinçli yapılaşma yoluyla etkileri azaltılabilen bu durum günümüz teknolojisiyle baş edilebilir bir hal almakta. Özellikle çeşitli araştırmalar yoluyla belirlenen fay hattı yolları, devlet ve kurumların bu afetin zararını en aza indirgemesine yardımcı oluyor. Ayrıntılı bir biçimde hazırlanan deprem haritası sayesinde bu hatların geçtiği bölgeler rahatlıkla görülebiliyor. Türkiye fay hattı açısından zengin bir ülke olurken depremden etkilenebilecek bu alanların insani kullanım amaçlı yapılara kapalı olması büyük önem taşıyor. Bu noktada devreye giren Fay Yasası, riskli bölgelerde yaşam alanları oluşturulmasının önüne geçmeyi amaçlıyor. Aynı şekilde insan yaşamını korumak amacıyla bu alanlarda halihazırda bulunan yapıların kentsel dönüşüm yoluyla yıkılması ve sakinleriyle birlikte güvenli alanlara taşınması gerekli görülüyor.
Deprem Riski Olan Bölgeler
Türkiye deprem kuşağı içinde bulunan bir ülke olması sebebiyle yıl içerisinde çeşitli sayılarda deprem olaylarına ev sahipliği yapıyor. Genellikle küçük boyutlarda seyreden bu depremler zaman zaman ciddi hasarlara da yol açabiliyor. Yanlış yapılaşma sebebiyle karşılaşılabilen can ve mal kayıpları ülkemizin çeşitli bölgelerinde sık sık görülüyor. Hatalı inşa veya düşük kalite malzeme kullanımı nedeniyle yaşanabilen bu kayıpların en büyük nedeni ise yapıların yanlış yerlere kurulmasıdır. Türkiye sınırları içerisindeki en büyük üç fay hattı olan Kuzey Anadolu, Doğu Anadolu ve Batı Anadolu Fay Hatları’nın yanı sıra yüksek derecede tehdit teşkil edebilecek pek çok diğer hattın da denetimli yapılaşmadan geçmesi gerekmektedir. Bu amaçla düzenlenen Fay Hattı Yasası, jeoloji mühendisleri başta olmak üzere çeşitli uzmanlar tarafından belirlenen bölgelerde insan yaşamı amaçlı yapılaşmayı engellemeyi hedeflemektedir. Bu sayede olması beklenen çok sayıda depremin etkilerinin en aza indirgenmesi sağlanmış olacaktır. Aynı şekilde bu bölgelerde var olan yapıların kontrollü bir şekilde yıkılarak daha güvenli alanlara taşınması da oluşabilecek herhangi bir can kaybının önüne geçilmesine yardımcı olacaktır. Fay hattı haritası üzerinde rahatlıkla belirlenebilen bu bölgeler, uzmanlar tarafında detaylıca incelenerek detaylandırılabilir.
Fay Yasası Gerekliliği
Farklı periyodlarla hareket gösteren fay hatları çeşitli büyüklüklerde depremlere yol açarken sebep oldukları zararlar da değişiklik gösterebiliyor. Küçük depremler sadece geçici panik gibi durumlara neden olurken yüksek şiddettekiler başka afetlere de önayak olabiliyor. Türkiye’de deprem sonucuyla oluşabilen afetler de ciddi kayıplara sebep olurken bu zararların bir kısmının önüne geçilebilmesi mümkün. Heyelan ve su baskını gibi deprem sonucunda ortaya çıkabilen bu durumlar her yıl can ve mal kayıplarına neden oluyor. Bu gibi durumların önüne geçilmesi için tasarlanan Fay Yasası tehlikeli bölgelerde yapılaşmayı ortadan kaldırarak oluşabilecek olumsuz sonuçlara karşı etkili bir önlem alıyor. Bu yolla Türkiye’de aktif fay hattı üzerinde bulunan 18 kent, 80 ilçe ve 502’den fazla köyün gerçekleşebilecek olası felaketlere karşı yeniden yapılandırılması amaçlanıyor. Tehlike bölgelerine alanında uzman jeoloji mühendisleri tarafından yapılacak incelemeler sonucu varılırken halihazırda var olan yapılarda ikamet eden vatandaşların barınma hakkı da göz önünde bulundurulacak. Bu yasa sayesinde gerçekleşmesi beklenen İstanbul depremi gibi büyük olayların da negatif etkileri azaltılmaya çalışılacak.
Cevapla
Want to join the discussion?Feel free to contribute!